Popüler Yayınlar

14 Eylül 2014 Pazar

Destiny


İnsanların huzur içinde yaşadığı, Güneş Sistemi’ni ilk kez gerçek anlamda evi olarak gördüğü bir çağ vardı… Altın Çağ.

Onu Mars’a gittiğimizde bulmuştuk; devasa, gizemli ve muhteşem. Ay gibi bembeyaz parlıyordu ve kesinlikle ondan çok daha özeldi. Her şeyi mümkün kılmıştı, insanoğlunun yürüyüşünü hızlandırmış ve bize Güneş Sistemi’nin tam kontrolünü vermişti.

Mars ve Venüs’te büyük şehirler kurduk. Yaşam alanımız, doğamız, geleceğimiz olabildiğince açık ve genişti. Bir zamanlar bizler için ölüm anlamına gelen topraklar, artık ışıkla dolmuştu. İlk kez uzayın fatihleriydik.

Durmak bilmeyen yükseliş, insanın ömrünün 3 katına çıkmasını sağladı. Görecek çok yer, keşfedecek çok fazla gizem vardı. Nihayet kabul edilebilir bir hayat uzunluğuna kavuşmuştuk ama hala yeterli değildi.

Mucizeler Çağı, Altın Çağ, İnsanoğlunun geldiği son nokta…
Burada bitmedi, kaderimiz Güneş Sistemi’nin dışına çıkmaktı. Traveler bizi diğer yıldızlara ve yeni dünyalara götürecek bir mucizeydi… Ama korkunç bir düşmana sahipti.

Karanlık, evrenin unutulmuş bölgelerinde varlığını sürdüren bir tehdit. İnsanların büyük çağı en üst noktasındayken bizi buldu…

Çöküş başladı, yüzyıllar süren o muhteşem çağ, dramatik bir şekilde sona ermişti. Traveler olmasa, muhtemelen bütün soyumuz kırılacaktı, fakat o bizi korudu. Dünya’nın son şehri oldu.

Sadece korumakla da kalmadı, aynı zamanda yeni bir başlangıcın habercisi oldu. Gardiyanların omuzlarında yükselecek yepyeni bir çağın yapı taşı olacaktı.

Büyük çöküş, büyük başlangıçlara gebeydi.

Tabii başarabilirsek...
Bu kadar konuşulmak iyi midir, kötü müdür?

Cevabı bilmiyorum, sektörde bulunduğum süre dahilinde birçok oyun için bunun yaşandığını gördüm. Kimi gerçekten muazzam oyunlardı, kimiyse sadece gazı çıkışıyla birlikte kaçmış balonlardı. Sektörün büyüklüğünün farkında olmamız gerekiyor, elbette büyük şirketler en büyük yapımlarını sattırabilmek ve maksimum karı elde edebilmek için aynı ölçekte dev reklamlar yapacaklardır.

Sanırsam son yıllarda Destiny kadar konuşulan başka bir oyun görmedim. Çıkış gününe kadar neredeyse her saniye bir haberi çıkan (bazıları bizim tarafımızdan) her yerde, her mekanda nüfuzunu hissettiren, on yüz milyon bin dolar maliyetiyle “yuh!” dedirten bir oyundu.

Aslında ondan daha fazla konuşulan oyunlar da oldu. GTA V daha ilk fragmanıyla beraber tartışmaların ve ilginin bir numaralı odağı olmayı başarmıştı. Ne zaman çıkıyor? Ne var bu oyunda? PC için çıkacak mı? GTA, GTA, GTA!

Unutmamak gerek, GTA ile Destiny arasında büyük bir fark bulunmakta. GTA yıllara meydan okuyan, her oyunuyla oyuncuları hapseden, daha doğrusu kendini bundan seneler önce kanıtlamış bir oyun serisi. Oyunun reklamı firmadan çok oyun severler tarafından yapılıyor.

Elbette Destiny sadece bir pazarlama ürünüdür demem için çıldırmış olmam gerekir. Bu oyun bu kadar konuşulduysa en büyük sebebi ne reklamlar ne de oyunun kendisiydi. İki büyük isim Destiny adlı yeni IP için büyük önem taşıyordu.

Bungie son Halo oyununu yaptı ve Microsoft’dan ayrıldı. Halo serisinin kalitesini tartışmıyorum, ortada tartışılacak bir şey göremiyorum. Kendilerini çok az deneme fırsatım olmuş olsa da şu unvanla bilinirler:
Konsollarda rahatça FPS oynanabileceğini kanıtlayan epik oyun!

Şu unvana sahip bir oyunun yapımcısı yeni oyun geliştirirse hiç konuşulmaz mı? Gece gündüz konuşulur, o tartışmalar bitmek bilmez.

Alfa ve Beta süreçlerine katılan oyuncular, yeni IP hakkında belli bir fikre sahipti ama benim için çıkış günü ilk olacaktı. Destiny’yi daha önce bizzat deneme şansım hiç olmamıştı. Beta’yı oynayabilirdim ama o zaman da araya The Last of Us Remastered girdi, bende kendimi oraya bıraktım.


Destiny adlı sevimli oyunu çıktığı andan beri dediler gibi oynamaktayım, gözüm başka bir şey görmüyor desem yeridir. İnceleme birkaç gün geciktiği için sizden özür dilerim ama söz konusu oyunun öyle bir havası vardı ki biraz kendi içimde durulmak ve size bilgilendirici bir inceleme sunmak istedim.

Oyun sırasında hem hayranlık hem de bıkkınlığı sırayla yaşadığımdan, anlatacaklarımı toparlamak için zamana ihtiyacım vardı.


Bungie, sevgili Bungie, bu hikayeyi çok düşündün mü?

İncelemenin girizgah bölümünde konuya hafiften değindim aslında. Buram buram Mass Effect kokan konsepti geçtim, Destiny hikaye anlatımı açısından o kadar kötü bir oyun ki kendimizi o evrene ait hissetmemiz gereğinden uzun sürüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder